Gazeteci kimliği taşımayan bazı kişilerin, sırf maddi kaynak bulabilmek için kamu kurumları, belediye başkanları, belediye basın biriminde çalışanlar, belediyeler ve özellikle sağlık çalışanlarına yönelik asılsız iddialar paylaştığı gözlenirken, bu durumun ciddi sonuçlara yol açtığı ifade ediliyor.
Edinilen bilgilere göre, sosyal medyada yayılan ve gerçekliği teyit edilmemiş içerikler, bazı doktorları görevlerinden istifa etme noktasına kadar getirdi. Belediyelerde ve Kamu Kurumlarında iç işleyişin sekteye uğradığı, çalışanlar arasında huzursuzluk yaşandığı belirtiliyor.
Yalan Bilgi, Halk Sağlığını da Tehdit Ediyor
Özellikle sağlık hizmetlerine yönelik yürütülen karalama kampanyalarının, halk sağlığına da zarar verdiği düşünülüyor. Gerçek dışı söylemlerin güven erozyonuna yol açtığı, vatandaşların sağlık çalışanlarına yönelik güvenini sarsabileceği vurgulanıyor.
Yerel yöneticiler ve bazı meslek odaları, yaşanan durumun sadece bireyleri değil, toplumun tamamını etkileyen bir tehdit unsuru haline geldiğini ifade ederek kamuoyuna şu çağrıyı yaptı:
“Lütfen doğruluğu teyit edilmemiş, iftira dolu içeriklere inanmayın. Bu tür paylaşımlar, sadece hedef alınan kişileri değil, kenti ve kamusal hizmetleri de yıpratmaktadır.”
Yargı Süreci Başlıyor
Gelen tepkiler üzerine, sosyal medya üzerinden sistematik olarak yürütülen bu karalama faaliyetlerine karşı hukuki adımların atılması gündemde. Hukukçular, gazetecilik faaliyetiyle ilgisi olmayan, halkı yanıltıcı içerikler yayan kişilere yönelik yaptırımların kaçınılmaz hale geldiğini belirtiyor.
Uzmanlar, sosyal medya kullanımının ifade özgürlüğü çerçevesinde önemli olduğunu ancak bu özgürlüğün, kişilik haklarına saldırı ya da kamu görevlilerine iftira atma aracı olarak kullanılmasının suç teşkil ettiğini hatırlatıyor.
Şanlıurfa Kamuoyunun Tutumu Net
Kentteki birçok kesim ise sosyal medyada yayılan bu tarz içeriklere karşı mesafeli. “Şanlıurfa yalan haberlere itibar etmez” görüşü öne çıkarken, halkın büyük kısmının manipülatif içeriklere karşı daha bilinçli hareket ettiği gözlemleniyor.
Yetkililer, hukukun yanı sıra toplumsal duyarlılığın da bu tür içeriklerin yayılmasını engellemede önemli bir rol oynayacağını vurguluyor.
0 Yorum